Meslek seçimi, sadece gelecekte nasıl bir işte çalışacağımızı değil, nasıl bir yaşam biçimi istediğimizi de belirleyeceği için önemli bir karardır. Günümüzde meslek seçeneklerinin artması, mesleklere duyulan ihtiyacın teknolojik gelişmeye bağlı olarak değişmesi, bireyin kendi yaşam biçimine seçme özgürlüğünün olduğu görüşünün benimsenmesi sonucu meslek seçimi karmaşık bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meslek seçimi bir anda verilen bir karardan çok, yaşam boyu devam eden gelişimsel bir süreçtir. Bir anlamda bireyin meslek seçimi, geçirdiği bir takım yaşantılar ve deneyimler sonucunda verdiği bir karardır.
Meslek danışmanları, mesleki karar verme sürecinde bireyin başta yetenek, ilgi ve değerlerinin yönelik bir çözüm üretse de bireyin meslek seçiminde sosyal, kültürel yaşantıları olduğu kadar içsel dünyasını oluşturan psikolojik algıları, anne baba tutumları ya da doyurulmayan psikolojik ihtiyaçları da kişinin mesleki karar verme sürecini etkileyen ve kararlarına yön veren etkilerdir.
Birçok faktörün etkilediği meslek tercihinin yaparken sağlıklı karar verebilmek için izlenecek basamaklar var.
Hangi alanda yetenekliyim?
Gencin öncelikle “ben neleri yapabilirim”, “hangi derslerde daha başarılıyım” sorularının cevabını kendisine vermesi gerekir. Yetenek, meslekteki başarıyı ve doyumu etkileyen etkenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Seçilecek mesleğin gerektirdiği yeteneğe sahip olmayan bireyin, işinde başarılı olması pek olası değildir. Tam tersi yeteneklerini kullanamayacağı ya da mesleğin gerektirdiği yetenek düzeyi bireyin kapasitesinin altında ise kişinin o meslekte doyum sağlaması mümkün olmayacaktır. Örneğin, sözcükleri ustalıkla kullanamayan, yazılı ve sözlü ifade yeteneği güçlü olmayan birinin dil ve edebiyat programlarında başarılı olması zordur. Cisimleri üç boyutlu görebilme, bir şeklin açılımını düzlem üzerinde çizebilme yeteneği olan yaratıcılık güzü yüksek bir bireyin ise mimarlık mesleği için gerekli yeteneklere sahip olduğu düşünülebilir.
Neleri yapmaktan hoşlanırım?
Yetenekler bireyin hangi mesleklerde daha başarılı olabileceğinin, ilgiler ise bireyin hangi işleri yapmaktan zevk alacağının göstergesidir. Hoşlandığınız dersler ve işler sizin ilginizin belirlenmesinde en önemli ipuçlarıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, “ilginin uzun süreli” olmasıdır. İlgi duyduğunuz alanlar genellikle yetenekli olduğumuz alanlardır. Bazen de ilgi duyduğumuz alanda yeteneğimiz olmayabilir.
Örneğin; müziğe, resme, edebiyata birçoğumuzun ilgisi vardır. Ancak bu alanların meslek olarak seçecek yetenek düzeyine sahip değilsek bu ilgimize sadece hobi düzeyinde etkinliklerle tatmin etmeliyiz. Hoşlanarak yapacağımız bir işe yönelmek hem başarımızı hem de mesleki doyumumuzu olumlu etkileyeceğinden mutlu bir yaşam sürmemize katkı sağlayacaktır.
Kişilik özelliklerim, seçeceğim mesleğe uygun mu?
Meslek seçerken, özelliklerimizin seçeceğimiz mesleğe uygunluğu da oldukça önemlidir. Örneğin çekingen, içe dönük, ikna gücü düşük bir pazarlama, politika, hukuk gibi alanlar çok uygun olmayacaktır. Muhasebecilik, bankacık, büro memurluğu gibi meslekleri seçmeyi düşünenlerin düzenli, kurallara bağlı, sorumluluk sahibi olmaları gerekmektedir. Belirli fiziksel özellikler ve sağlık koşulları gerektiren askeri okulları, denizcilik ve havacılıkla ilgili bölümleri seçerken bu koşullara sahip olup olmadığımıza dikkat etmeliyiz.
Meslek Seçimi Sürecinde Size Uygun Olanı Seçin
Seçmeyi düşündüğümüz mesleklerin bize uygun olup olmadığına karar verebilmemiz için meslekler hakkında şu soruları yanıtlamanız gerekmektedir:
- Mesleği yürütürken içinde bulunacağımız çalışma ortamı nasıl?
- Eğitim süresi ve eğitimin maliyeti ne kadar?
- İş bulma olanakları, ülkemizde ve dünyada mesleğin geleceği ne durumdadır?
- Mesleğin gerektirdiği fiziksel ve psikolojik özellikler nelerdir?
- Meslekte ilerleme ve kariyer olanakları nelerdir?
Meslekleri nasıl tanıyabilirsiniz?
- Rehber öğretmenlerinize meslekle ilgili sorular sorabilirsiniz.
- Meslek tanıtım seminerlerine ve üniversite gezilerine katılabilirsiniz.
- Değişik mesleklerdeki kişilerle görüşebilir, mesleklerin uygulanma biçimlerini gözleyebilirsiniz.
- Kitle iletişim araçlarında yayımlanan, meslekleri ve üniversiteleri tanıtıcı programları takip edebilirsiniz.
- Gazetelerin-dergilerin eğitim köşelerini, meslekleri tanıtıcı yayınları okuyabilirsiniz.
- Seçmeyi düşündüğünüz bölümlerin ders programlarını inceleyebilir, öğrenci ve öğretim üyeleri ile görüşmeler yapabilirsiniz.
Meslek Seçimi Sürecinde Sıkça Yapılan Hatalar
- Anne babanın istediği mesleği seçmek
- Akran grubunun etkisi altında kalmak
- Yetenek ve kişilikler göz ardı edilip statüsüne bakılarak meslek seçmek
- Popüler mesleklere yönelmek
- Toplumsal önyargıların etkisinde kalmak
- Alınan puana göre tercih yapmak
- Bölüm değil okul veya şehre göre karar vermek.
Sonuç olarak birey sevdiği işi seçmekte özgürdür. Bu konuda özgüveni tam, ne istediğini bilen, kendini tanıyan ve bu konuda ailesine güven veren bireylerin yetiştirilebilmesi için toplum olarak aşırı korumacı davranışımızdan vazgeçmeliyiz.
Sevgiyi göstermenin yolu çocuklarımızın yerine karar vermek değildir. Kendisini ifade edebilen bireyler yetiştirmenin en güzel yolu çocuklarımızın kendi kararlarını almalarına müsaade etmek ve kararlarının sonucuna katlanacaklarını bilmelerini sağlamaktan geçer.
Ülkemizde bütün bireylerin meslek sahibi olmaları, sahip oldukları mesleklerini severek yapmaları ve insanlık adına güzel işler yapmaları dileğiyle.
Meslek seçimi gerçekten çok önemli bir şey gelecek 30 belki 40 yılınızı buna göre planlayacaksınız. Güzel bir yazı tebrik ederim.
Daha bugün bir öğrencim “ben bilişim bölümüne gelmek istemiyordum fakat tercih ettiğim alan dolu olduğu için 2. tercihime geldim. bu konuda mağdurum. Sevmediğim bir alanı okumak zorunda mıyım ? ” diye sordu. Meslek liselerinde 10. sınıflarda meslek alanı ile ilgili tercihler yapılıyor. Lakin istemediği bölümü okuyanlar için üniversite sınavı esnasında istediği alana gidebileceklerini söylüyoruz. öğrenci öğrenme motivasyonunu kaybediyor ve üniversite sınavına zaten hazırlanamıyor. bir de el yatkınlığı isteyen bazı alanlarda (saç bakımı, metal işleri, elektronik, elektrik vb.) öğrencilerin erkan yaşta alan eğitimi almaları gerekiyor.
Meslek liselerinde alan tercihlerinin değerlendirilmesinin ve alanların sağlıklı tercih edilebilmesi için öğrencilerin analizlerinin daha erken yaşta yapılması daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum.
Bana kalırsa en önemli konu iş bulma olanağı ki, Türkiyede birçok üniversite mezunun işsiz kaldığını düşünürsek oldukça dikkat edilmesi gereken bir unsur olduğunu düşünüyorum. En iyi üniversitede okumanız bile kar etmiyor bazı durumlarda
ülkemizin gelişmekte olan ülkeler kategorisinden çıkması ve gelişmiş ülke olarak sayılabilmesi için üniversitelerimizde girişimcilik üzerine seminerler verilmeli. girişimcilik ile ilgili dersler diğer derslerden daha fazla olmalı. hatta mezunlara en az 2 yıl staj yapma zorunluluğu getirilmeli. yoksa meslek seçimi de sanayileşme de ülkenin kalkınması da hikaye.
Ülkemizde yapılan araştırmaya göre mevcut işi olanların %97’si işlerinden memnun değiller ve kendilerini zorunlu hissettiklerinden dolayı istemedikleri meslekleri yapmak zorunda kalıyorlar. Oysa Meslek seçimi esnasında dikkat edilmesi gereken kurallara uyup, gerekirse bir kaç sene daha hazırlanarak, ömürleri boyunca mutlu olacakları bir meslek sahibi olmaları gayet kolay olacaktı. Bu şekilde hem hizmet verdikleri insanların, hem de kendilerinin haklarını yediklerinin farkında bile olmuyorlar.
Meslek seçimi bana kalırsa çok ciddiye alınması gereken bir konu, doğru mesleği seçmek vatandaşlık görevi olarak bilinmeli. Sonuçta herkes severek yapacağı işte branşlaşırsa daha başarılı bir birey olur buda memlekete faydalı olduğu anlamına gelir. Devletinde bu konuda çalışmalar yapması yada ufak yaşta çocukların yeteneklerinin ne olduğunu tespit edip yönlendirmesi gerekir. Ama durum güzel ülkemde işsiz gezen üniversite mezunları ile dolu maalesef buda gelecek için iç açıcı gözükmüyor.
Ne yazık ki bu konuda şanssız olanlardan biri de benim, zira ben bilgisayar ile çok haşır neşir olduğum için ilk ve orta okul yıllarında hep yasaklar ve engellemeler ile bilgisayar ile buluşmam engellendi. Oysa ben bilgisayarı oyun oynamak yerine forum sitesi kurmuş ona üye toplamaya çalışıyordum ki olaya bu açıdan bakmıyordu ailem. İlerleyen zamanlarda ise yazılım öğrenmeye çalışıyordum ama baba mesleği olduğu için mobilya dekorasyon okumam gerekti. Üstüne bir de yapmayacağım için yüksek okul okudum, yetmezmiş gibi bir de 4 yılık diplomam olsun kafasında hareket ettiğim için 2 yıl da işletme okudum. Hiç biri bir işime yaramadı, yıllarımı kaybetmiş oldum sadece. Yazılımı ise yine kendi imkanlarım ile öğrendim, ne bir kurs ne bir özel ders nede bir okul geçmişim var bu konuda. Ayrıca çevremde bu işlerden anlayan 1 kişi bile yok ve akrabalarıma ne iş yaptığımı bile anlatamıyorum, kaldı ki ailem bilgisayarın açma tuşunu bile bilmez.
Eğitimin yaşı yok. Avrupa’da insanlar istedikleri meslekle ilgili eğitimleri tamamlayıp 5 yılda bir iş değiştiriyor. Bazıları dikey kariyer yaparken yani kendi alanlarında yükselirken, bazları da yatay kariyer yapıyor yani başka alanlara yöneliyorlar. Ülkemizde genç nüfus fazla ve nitelikli iş miktarı az. Ebeveynlerin çocukları ile ilgili kaygıları yüksek olduğu için memuriyet başta olmak üzere kendi istedikleri mesleklerin seçilmesi konusunda baskı yapıyorlar. Siz de buna maruz kalmışsınız. Geç olmadan sevdiğiniz işi seçmiş ve yönelmişsiniz. Hayatta başarılar dilerim.
Meslek liselerinde son sınıfta işletmelerde meslek eğitimi uygulaması var. İŞletmlerde meslek eğitimi uygulamasında öğrencilerin mesleki becerilerini geliştirmeleri adına kendi alanlarında faaliyet gösteren işletmelerde haftanı 3 günü 24 saat eğitim almaktalar. Bir diğer ifadeyle gerçek işletmelerde, gerçek işyerlerinde, günlük iş ve işlemleri öğreniyorlar ve işverenin verdiği işleri yerine getiriyorlar.
Bu uygulama öğrencilerin kendilerini geliştirmeleri adına güzel bir uygulama. Elbette bu uygulama sorunsuz işleyen bir uygulama değil. Öğrencilerin içinde sorun yaşayan ve sorun yaşatanlar mevcut. Elbette bu uygulama öğrencilerin özgüvenlerini kazanmalarında, kendilerini ifade etmeyi öğrenmelerinde, sosyalleşmelerinde, parayı kullanmayı öğrenmelerinde de etkili bir uygulama.
Geçen gün koordinatörlük görevim dahilindeki işyeri ziyaretlerimin birinde, işyeri sahibi “zamanınız varsa bir çay içelim” diyerek sohbet etmek isteğini dile getirdi. İşyerine yerleştirdiğimiz öğrencilerin genel durumları ile ilgili birkaç cümleden sonra bana öğrenci hakkında izlenimlerinden bahsetti.
“Kızımız oldukça zeki ve çalışkan. Kendisine verilen işleri aksatmadan yapıyor. Kendisine lie bittikten sonra hangi üniversiteye gideceğini sorduğumda bana Milli Savunma Üniversitesine gideceğini söyledi. Yani asker olacaksın, emirler verip, sana verilen emirleri yerine getireceksin. Belirli bir komuta kademesinde çalışacaksın değil mi? Şeklinde sorduğumda bana -hiç öyle düşünmedim- diye cevap verdi. Daha sonraki bir zamanda Dolar ne kadar diye sorduğumda bana hiç beklemede doların değerini söyleyiverdi. Çok şaşırdım. Çok dolarları olduğunu ve sürekli ailesinin döviz ticareti yaptıklarını düşündüm. Doların değerini neden takip ettiğini sorduğumda bana babamla birlikte her gün döviz ve altın fiyatlarını takip ederiz. Bu bizde bir gelenek oldu şeklinde bir cevap verdi.
Gitmek istediği üniversiteyi araştırmayıp, döviz kurları hakkında bilgi sahibi olması beni dumura uğrattı. Bu öğrencilerin ailelerine rehberlik yapılsa ne kadar güzel olur dedi.”
“Bunda acayip olan nedir?” diye sorduğumda bana “Biz üniversite sınavına hazırlanırken bir amacımız vardı. Bu amacımıza ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini araştırır ve öğrenirdik. Gereksiz işlerle uğraşmaz, zamanımızı boş yere harcamazdık.”, dedi.
Aslında öğrencinin bir hatası yok. Evde babasının döviz kurlarını takip etmesi dolaylı olarak bilinçaltına yerleşmiş. Milli savunma üniversitesini duymuş, bir hedef koymuş ama bu davranışta bir duygu eksik.