Ülkemizde son yıllarda yaşanan olaylarda sosyal medyanı etkisi üzerine haber yapmayan medya kuruluşu yok. Bu süreçte devletin ilgili birimleri sosyal medyanın bu gücüne karşı savunma mekanizmalarını devreye sokarak Facebook, Twitter gibi iletişim sitelerini engelledi. Bununla birlikte sosyal medyanın kullanımı ile ilgili daha önceki yıllarda çıkan yasaların da yardımı ile birçok kişi gözaltına alındı veya hakkında hakaretten, örgüt kurmaktan dava açıldı.
Bu durum elbette bazı kesimler tarafından özgürlüğün kısıtlanması, sansür, medyanın susturulması şeklinde algılansa da özgürlükler konusunda örnek alınan Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan uygulamalar ülkemizden daha iyi değil.
Sosyal medyanın yıkıcı etkisini konuşmak, tartışmak uzun süre gündemleri meşgul edebilir. Aslında Sosyal medyayı devlet teşviki ile yapıcı olarak kullanmanın yolları da mevcut. Devletin kendi kurumları tarafından barındırılan bili işlem elemanları tarafından tasarlanan siteler haricinde sivil toplum kuruluşları olsun, bireyler olsun ülkemizde yapılan güzel işlerin reklam ve tanıtımını da bütün dünyaya yayacak, pozitif yönde biç çok farklı dilde habercilik yapacak ekiplere ihtiyaç var.
Örneğin ülkemizin güzellikleri ile ön plana çıkması, diğer ülkelerde pozitif yönleriyle tanınması bütün vatandaşlarımızın işine gelir. Türkiye denince eğer Terör, bomba, kazıkçı esnaf, kötü muamele akla geliyorsa eğer ülkemizden yurt dışına çıkacak olan vatandaşlarımız hakkında olumsuz önyargıların oluşması da haliyle mümkündür.
Sosyal medyanın ülkemiz aleyhinde olumsuz imaj verecek haberleri yaymaması konusunda devlet olarak prensip kararı alınmalı ve bu medya kuruluşları ve sosyal medyada yazarlık yapan bütün herkes tarafından da benimsenmeli. Evet, olumsuz haber mutlaka olacaktır. Ama devletimizi diğer dünya devletleri önünde küçük düşürücü haberlerin de devlet tarafından değil de ülkemizin her bir bireyi ve kurumu tarafından benimsenmiş olan prensiplerin bağlayıcılığı tarafından engellenmesi gerekir.
Ben bir İngiliz milletvekilinin hiçbir zaman ülkesini gidip te başka ülkelere şikâyet ettiğini görmedim. Ya da herhangi bir Amerikalının ülkesini kötülediğini duymadım. Her ülkenin geçmişinde olumsuz olaylar olmuştur. Avrupa ülkelerinin sömürgelerine yaptıklarını, Amerika’nın halen bütün dünyada el altından terör üretip demokrasi getiriyorum hikayelerini herkes biliyor. Ama kendi vatandaşlarının resmi kanallardan veya sosyal medyadan ülkelerini kötülediklerini görmedim. Asıl milliyetçilik te bu olsa gerek.
Sorunlarımızı kendi içimizde çözmenin yolları mevcut. İşleyişi beğenmiyorsak eğer ve kendimizde de devlet yönetme becerisinin olduğuna inanıyorsak siyasi arenada yönetime gelebilmek için gerekli yasal prosedürü takip eder ve işleyişini beğenmediğimiz uygulamayı değiştiririz. Şunu da unutmamız gerekiyor ki birkaç kişi beğenmiyor diye de çoğunluğun memnun olduğu bir uygulamayı (keyfi değil de zorunluluksa) değiştirmenin demokrasi ile hiçbir alakası olamaz.