Bir milletin özgür ve güçlü bir şekilde yaşayabilmesi için günümüzde önem vermesi gereken en önemli şey eğitimdir. Eğitim sistemindeki sorunların analizini iyi yapan ve gidermeye çalışan devletlerin refah seviyesi de yükselmekte, toplumun kültürel seviyesinin de gelişmesine yardımcı olmaktadır. Eğitimde Öğretmen Faktörü, eğitimin en önemli bileşenlerindendir.
Öğretmenlik mesleği en eski mesleklerden birisidir. İnsanlık tarihine baktığınızda bireyler hep birbirlerine bilgi aktarmış, bir şeyler öğretmiş, kısaca öğretmenlik yapmıştır. Günümüzde okullarda öğrencilere bilgi aktarımı konusunda en önemli insan gücü öğretmenlerdir. Öğretmenler sadece bilgi aktarmakla kalmaz aynı zamanda öğrencilerim eğitimleri ile de ilgilenirler. Örneğin ilkokul öğrencilerinin temizlik, düzen, düzenli çalışma, zaman kullanımı ile ilgili davranışlarının pekiştirilmesinde sınıf öğretmenlerinin rolü oldukça büyüktür.
Eğitimde Öğretmen Faktörü – Öğretmenin Görevleri
Öğretmenlerin görevleri öğretmenlerin Milli Eğitim Temel kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuat ile belirlenmiş olup aşağıdaki gibidir.
- Kendilerine verilen ve yetkili sayıldıkları dersleri okutmak.
- Okuttukları derslerle ilgili uygulama ve deneyleri yapmak.
- Serbest çalışma saatlerinde öğrencileri gözetlemek.
- Ders dışında okulun eğitim öğretim ve yönetim işlerine katılmak.
- Kanun yönetmelik ve emirlerle tespit edilen ödevleri ve görevleri yapmak.
- Öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenmek.
Öğretmenler kendilerine verilen görevleri de ders faaliyetleri gibi yerine getirmekle mükelleftir. Bununla beraber yasalarla yapılması suç olarak belirlenmiş olan faaliyetleri yapmazlar ve yapanları da gerekli yerlere bildirmekle mükelleftirler. Görevleri dışında öğretmenlerin kendilerine ve öğrencilerine karşı sorumlulukları vardır ve bu sorumlulukların büyük bir çoğunluğunu sizin için derlemeye çalıştım.
Öğretmenin Sorumlulukları
- Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini geliştirerek onları hayata ve üst öğrenime hazırlamak,
- Öğrencilere, Atatürk ilke ve inkılaplarını benimsetme; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve demokrasinin ilkelerine, insan hakları, çocuk hakları ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak haklarını kullanma, başkalarının haklarına saygı duyma, görevini yapma ve sorumluluk yüklenebilen birey olma bilincini kazandırmak,
- Öğrencilerin, milli ve evrensel kültür değerlerini tanımalarını, benimsemelerini, geliştirmelerini bu değerlere saygı duymalarını sağlamak,
- Öğrencileri, kendilerine, ailelerine, topluma ve çevreye olumlu katkılar yapan, kendisi, ailesi ve çevresi ile barışık, başkalarıyla iyi ilişkiler kuran, iş birliği içinde çalışan, hoşgörülü ve paylaşmayı bilen, dürüst, erdemli, iyi ve mutlu yurttaşlar olarak yetiştirmek,
- Öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine, sosyal, kültürel, eğitsel, bilimsel, sportif ve sanatsal etkinliklerle millî kültürü benimsemelerine ve yaymalarına yardımcı olmak,
- Öğrencilere bireysel ve toplumsal sorunları tanıma ve bu sorunlara çözüm yolları arama alışkanlığı kazandırmak,
- Öğrencilere, toplumun bir üyesi olarak kişisel sağlığının yanı sıra ailesinin ve toplumun sağlığını korumak için gerekli bilgi ve beceri, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı konularında bilimsel geçerliliği olmayan bilgiler yerine, bilimsel bilgilerle karar verme alışkanlığını kazandırmak,
- Öğrencilerin becerilerini ve zihinsel çalışmalarını birleştirerek çok yönlü gelişmelerini sağlamak,
- Öğrencileri kendilerine güvenen, sistemli düşünebilen, girişimci, teknolojiyi etkili biçimde kullanabilen, planlı çalışma alışkanlığına sahip estetik duyguları ve yaratıcılıkları gelişmiş bireyler olarak yetiştirmek,
- Öğrencilerin ilgi alanlarının ve kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlamak, meslekleri tanıtmak ve seçeceği mesleğe uygun okul ve kurumlara yöneltmek,
- Öğrencileri derslerde uygulanacak öğretim yöntem ve teknikleriyle sosyal, kültürel ve eğitsel etkinliklerle kendilerini geliştirmelerine ve gerçekleştirmelerine yardımcı olmak,
- Öğrencileri ailesine ve topluma karşı sorumluluk duyabilen, üretken, verimli, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunabilen bireyler olarak yetiştirmek,
- Doğayı tanıma, sevme ve koruma, insanın doğaya etkilerinin neler olabileceğine ve bunların sonuçlarının kendisini de etkileyebileceğine ve bir doğa dostu olarak çevreyi her durumda koruma bilincini kazandırmak,
- Öğrencilere bilgi yüklemek yerine, bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma yöntem ve tekniklerini öğretmek,
- Öğrencileri bilimsel düşünme, araştırma ve çalışma becerilerine yöneltmek,
- Öğrencilerin, sevgi ve iletişimin desteklediği gerçek öğrenme ortamlarında düşünsel becerilerini kazanmalarına, yaratıcı güçlerini ortaya koymalarına ve kullanmalarına yardımcı olmak,
- Öğrencilerin kişisel ve toplumsal araç-gereci, kaynakları ve zamanı verimli kullanmalarını, okuma zevk ve alışkanlığı kazanmalarını sağlamak,
Öğretmenlerin Sorunları
Öğretmenler insanüstü canlılar değiller. Haliyle öğretmenlerin de sorunlarının olması oldukça normal. Bir eğitimci ve öğretmen dostları olan bir birey olarak aşağıda bazı öğretmen sorunlarından bahsetmek istiyorum.
- Öğretmenler kendilerine verilen ders saati kadar da okul dışında çalışırlar. Bu çalışmalar: ders planı hazırlama, ders notları hazırlama, sınav hazırlama ve okuma, öğrenci performans ve projelerini değerlendirme, zümre, kurul, komisyonların işletilmesi, nöbet vb. şeklinde ifade edilebilir. Normalde haftada 30 saat derse giren bir öğretmen bir 30 saat de ders dışında mesleği ile ilgili faaliyetlerde zaman harcıyor. Bununla birlikte toplumda öğretmenlerin az çalışıp çok kazandıkları, çok tatil yaptıkları gibi bir izlenim var ki, bu öğretmenlerin itibarsızlaştırıldığını gösteriyor. Aslında en büyük sorun bu.
- Öğretmenlerin gelirleri, mesleğin zorluğu, öğretmenin omuzlarına yüklediği sorumluluğu ve harcanan mesai değerlendirildiğinde oldukça düşük kalıyor.
- Gelir seviyesi düşük olan öğretmen kendisini geliştirmek için yatırım yapamıyor. Alanı ile ilgili hizmet içi eğitimlerde ise 2-3 yılda bir sıra geliyor veya gelmiyor. Ayda 1 dahi olsa bir kitap alıp onu okumak için finansman ayıramıyor. Sinema, tiyatro gibi sosyal ve kültürel faaliyetlerden ise belki de yılda bir yararlanıyor.
- Öğretmenlik mesleği kısa yoldan hayata atılma ve gelir elde etme yolu olarak insanlarımız tarafından kabul görmüş. Öğretmenlik yeteneği olan da olmayan da iş sahibi olmak için eğitim fakültelerine gidiyor. Atanamayınca da potansiyel işsiz oluyorlar. Atanmak için sınavlara girmek zorunda kalıyorlar. KPSS sınavında alan bilgisi sınavından ortalamalar oldukça düşük. Bu durum da mesleğin itibarını zedeliyor.
- Milli Eğitim Bakanlığı ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgelerinde eğitim hizmetlerini sürekli ve istikrarlı hale getirebilmek amacıyla sözleşmeli öğretmen istihdamı yapıyor. Sözleşmeli öğretmen olarak görevlendirilenler 4 yıl sözleşmeli sonra da 2 yıl kadrolu çalıştıktan sonra tayin isteyebiliyorlar. Bu durum Aile bütünlüğü için sorun teşkil edebiliyor.
- İllerde yapılan eğitim kalitesini artırma çalışmaları sonucunda derslik başına düşen öğrenci sayısı normalleşiyor. Bununla birlikte bazı alanlar kapatılıyor, bazıları küçülüyor. Norm kadro dağılımında problemler yaşanıyor. Norm kadro fazlası öğretmenlerin diğer alanlara dağıtılması da pek mümkün görünmüyor.
- Öğretmenlerin bedensel yorgunlukla birlikte zihinsel yorgunluk problemleri se var. Öğretmenler dinlenemiyor. Öğretmenlerin daha ekonomik ve sağlıklı tatil yapabilmesi için tatil yörelerinde sadece öğretmenlere sosyal tesislerin inşa edilmesi gerekiyor.
- Öğretmenlerin sorunlarını çözecek olan çözüm masalarının geliştirilmesi, psikolojik destek birimlerinin oluşturulması gerekiyor.
Sınıf Yönetimi Konusunda Siz Neredesiniz? Başlıklı yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Eğitimde Öğretmen Faktörü – Öğretmenlerin Çıkardığı Sorunlar
- Öğretmenlerin en büyük eksiklerinden birisi de öğrenci psikolojisi ile ilgili bilgi eksikliği. Öğrencilerin sınıf içerisinde davranış bozuklukları ile ilgili sorunları bilgi eksikliğinden dolayı ya çözemiyorlar yâda daha büyük sorunlara sebep olabiliyorlar. Öğrencilerin büyük bir kısmı diğer öğrencilerin önünde rencide edilmekten hoşlanmıyor.
- Öğretmenlerin hemen hemen her yıl psikolojik kontrolden geçmesi gerekiyor. Öğretmenlik mesleği özveri gerektiren bir meslek muhatapları insanlar. Psikolojisi sağlıklı olmayan öğretmenin hem meslektaşları ile hem de öğrencileri ile ilişkilerinin sağlıklı olması beklenemez.
- Öğretmenlerin sınıf yönetimi konusunda yeterliliklerinin denetlenmesi gerekiyor. Sınıf yönetiminde sıkıntı yaşayan öğretmenler şiddete başvuruyorlar.
- Öğretmenler ek iş yaptıklarında performansları düşüyor. Yüz yüze eğitim haricinde yapması gereken diğer görev ve sorumlulukları aksayabiliyor.
- Görüş farklılıklarından dolayı öğretmenler arası problemler olabiliyor ve bu problemler sonucunda öğrenciler de olumsuz etkilenebiliyor.
- Öğretmenler de insan ve öğretmenler arasından da katil, hırsız, tacizci çıkabiliyor. Bu tür sorunlu kişilerin yaptıkları mesleklerine mal edilebiliyor.
- Öğretmenler gelişen teknolojiye ayak uyduramıyor. Teknolojinin gelişmesi ile öğrenciler hızla bu gelişime ayak uydururken öğretmenler geri kalıyor.
- Öğretmenlerin teknolojik aletlere ulaşması maddi olarak giderek zorlaşıyor. Örneğin öğrenciler son model telefonlara ulaşabilirken, öğretmenlerin cep telefonu daha eski kalıyor ki bu yüzden kendilerini baskı altında hissedebiliyorlar. Bu da öğrencilere farklı yansıyabiliyor.
- Öğretmenler iletişim kurmada sorun yaşıyorlar. Meslektaşları veya öğrencileri ile iletişim kuramıyorlar. Çünkü öğretmenler meslek hastalığı olan dinlememe hastalığına yakalanmışlar. Derdini anlatamayan öğrenci okulda sorun çıkarıyor. Bu sorunların çözümü de zorlaşıyor.
- Eğitim ve öğretim yöntemleri konusunda kendilerini aşamıyorlar.
Eğitimde Öğretmen Faktörü – Sonuç
Eğitim-Öğretim sektöründe iş yükünü öğretmenler çekiyor. Elbette eğitim ve öğretimin kalitesi sadece öğretmen ile ölçülemez. Fiziki mekân, öğretmen, öğrenci ve veli faktörleri içerisinde en fazla görev öğretmene düşüyor. Velinin ve öğrencinin eğitilmesi, fiziki mekânın sağlıklı kullanılması, eğitim ve öğretimin sürdürebilmesi için öğretmenlere ihtiyaç var. Nitelikli öğretmenler ile sorunlar daha da azalacaktır, daha doğrusu öğretmenlerden kaynaklanan sorunlar en aza inecektir. Bununla birlikte diğer olumsuz etkenler ile mücadelede devletimiz daha güçlü olacaktır.
Eğitim ve öğretimde zaman geçtikçe yeni teknikler ve yöntemler geliştiriliyor ve uygulamaya alınıyor. Gelişen teknolojiye ayak uydurma zorunluluğu öğretmenlerimizi zorluyor. Ülkemizin hemen hemen her alanda başarılı ve güçlü olmasını istiyorsak eğitime yatırımları artırmamız gerekiyor. Devlet olarak, aile olarak, birey olarak hepimizin eğitim ve öğretim alanında yaptığımız yatırımlarımızın boşa gideceğini inanmıyorum. Eğitim yatırımlarını artırırken öğretmenlerin yurt içi ve yurt dışı eğitimleri için maddi desteklerin de artırılması gerekiyor.
Günümüzde ülkemizin yaşamış olduğu sorunların en önemli çözüm yolu başta değerler eğitimi sonra diğer eğitimleri bireylere sağlıklı bir şekilde verebilmekten geçiyor.
Bir başka yazıda tekrar buluşmak ümidi ile keyifle kalın.
Bence eğitim sistemimizin temelden değişmesi gerekiyor. Teorik bilgi üzerine dayalı bir sistem bize hiç bir katkı saglamiyor. Kişisel verilerle daha ilkokul seviyesinden iş hayatına yönlendirme yapılması gerekiyor bence.
Öğretmen olmak, öğretmenliği hakkını vererek yapmak gerçekten zor ve özveri istiyor. Bilgi artık o kadar hızlı eskiyor ki, artık her meslek grubunda sürekli öğrenmek, bilgilerini sürekli güncellemek gerekiyor. Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık