Son birkaç haftadır Facebook firmasının sahibi olduğu anlık mesajlaşma yazılımı olan WhatsApp, bütün dünyada insanların verilerini Facebook tarafından kullanılması konusunda dayattığı kullanıcı sözleşmesini konuşuyor. WhatsApp Sözleşme Sorunu ve Kamu Kurumlarının Sosyal Medya Paylaşımları başlıklı bu yazımızda kamu kurumlarında durum nedir, anlatmaya çalışacağız.
Sosyal medya uygulamaları, insanların birbirleri hakkında bilgi edindikleri, birbirlerinin özel günlerini hatırlamalarını sağlayan, aynı zamanda da bir ticaret aracı olmuş olan uygulamalar oldular.
İlk hazırlanma amaçları masum olsa da, daha fazla insana hitap edebilmesi için yapılması gereken yatırımlar için de bir gelir olması gerekiyordu. Bu gelirleri de insanların yaş, sosyoekonomik durum, bölge, vb. bilgilerini analiz ederek ve bu bilgileri ticari kuruluşların reklamlarını yayınlayarak kimsenin haberi olmadan yıllarca elde etmeyi başardılar.
İnsanlar kişisel bilgilerinin bu denli kullanılmasının ne gibi sonuçları olabileceğini sorgulamaya başladıklarında ülkemizde de olduğu gibi devlet kişisel verilerin korunması kanunlarını hazırlamaya ve sosyal medya firmalarına bu kanunlara uyma zorunluluğu getirmeye başladılar.
İnternet insanlar için özgürlükler boyutu olarak görünse de devletlerin hem toplumun verilerini korumaya çalışması hem de gelişim çağında travma oluşturabilecek içeriklerden de uzak durabilmesi adına internetin kontrol altında tutulmasını sağlamaya çalışması aslında internetin de belirli kurallar çerçevesinde kullanılması gereken; kısacası kuralları olan bir ortam olduğunu insanlara hatırlattı.
WhatsApp Sözleşmesi Neden Tepkiye Yol Açtı?
Aslında bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz. Birden fazla sosyal ağın sahibi olan Facebook reklam gelirlerini artırabilmek için reklam verenlere daha fazla data sağlamak zorunda. Daha etkili reklamlar için insanların nelerden bahsettiğini bilmek zorunda.
Böylelikle ilgi alanlarına göre reklamlar yayınlayarak reklam verenlerin de gelirlerini artırmak zorunda. WhatsApp bu konuda zaten bir şekilde verileri kullandırıyordu ama bunu resmi olarak yapmıyordu. Sözleşmeyi insanların önüne getirdiğinde ise insanlar bu oyunun içinde olmak istemediklerini düşündüler.
Neden arkadaşınızla bir gün önce özel olarak konuştuğunuz bir konuda reklamlar izleyesiniz ki?
Kamu Kurumlarının Bu Konu ile Ne alakası Var?
Kamu kurum ve kuruluşları özellikle de pandemi sürecinde daha da artan miktarda sosyal ağları kullanmaya başladılar. Bu konuda özellikle de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olan okullarda öğretmenlerin öğrencilere ve velilere ulaşmak adına veya kurum içerisinde çalışanlara duyurular yapılması adına kurulan mesajlaşma grupları öğrencilerin, öğretmenlerin, hatta kamu kuruluşunun bilgilerinin internete saçılmasına sebep oluyor.
WhatsApp gibi büyük bir anlık mesajlaşma uygulamasında kurulan özel grupların Google gibi bir arama motorunda içeriklerinin sızması ise işin vahametini gözler önüne seriyor. Düşünsenize bir grupta öğrencilerin kimlik bilgileri ile ilgili bir liste paylaşıyorsunuz ve 2 gün sonra o grup ve yazışmaların bütünü arama sitelerinde dolaşıyor. Verilerin gizliliğini sağlamak sorumluluğu taşıyan kişiler bunun farkında bile değiller.
Hatta özellikle Facebook gibi sosyal ağlarda okumadan kabul ettikleri “Verilerimin paylaşılmasına izin vermiyorum. Hakkımı yasal yollardan arayacağım” şeklindeki mesajlarla gülünç bir şekilde kişisel verilerini kendilerince güven altında tutmaya çalışıyorlar.
Bir resmi kurumda çalışan personele tebligatların nasıl yapılacağı ile ilgili kanunlar kanun koyucu tarafından belirlendiği halde, sosyal ağlar üzerinden personeline duyuruda bulunan idarecilerin işledikleri suçları değerlendirirseniz maalesef ki hapiste çürümeye yetecek kadar ceza alacakları kesin.
Kişisel Verileri Nasıl Koruyacağız?
Kamu kuruluşları yurtiçinde barındırılan sunucularda saklanmak koşulu ile personeline eposta hesapları açar. Milli Eğitim Bakanlığını göz önünde bulundurmak gerekirse @meb.k12.tr uzantılı eposta sisteminde bütün öğretmenlere eposta hesabı açılabilir ve duyurular e-posta ile paylaşılır.
Bir diğer yöntem ise sadece kamu kurumu içerisinde kullanılabilecek diğer sosyal ağlar ile veri paylaşımı sınırlandırılmış bir anlık mesajlaşma yazılımı kullanılır. Böylelikle verilerin sadece kurum içerisinde kalması sağlanır. Örneğin Döner Sermayesi olan kurumların saymanlarının iletişim ve bilgi transferi için kullandıkları DÖSENET, Milli Eğitim Bakanlığı idarecilerinin kullanmış oldukları DYS uygulaması gibi bir uygulama kullanmak işi çözecektir.
Belki de en kestirme ama en zoru ise sosyal ağları kamu yazışmaları için kullanmamaktır. Veri paylaşımı yoksa veriler güvendedir.
Veri Güvenliği Milli Meseledir.
Ülkemizin sınırlarını korumak, bayrağını korumak, vatandaşlarını korumak nasıl bir milli mesele ise verilerimizi korumak da milli bir meseledir. Kamu kuruluşlarında mevcut olan bilgisayar sistemlerinin hemen hemen hepsinin bir an önce açık kaynak işletim sistemlerine geçmesi, veri paylaşımı konusunda vatandaşların bilgilendirilmesi ve hemen hemen her vatandaşın bu konuda hassas davranması konusunda uyarılması gerekmektedir.
Düşünsenize bir İl Milli Eğitim müdürlüğü sitesine girip öğretmenlerin listesine ulaşmak çok kolay. Duyuru listesinde atanacak öğretmenlerin ad, soyad ve okul bilgileri açık bir şekilde paylaşılmakta ve aylarca listeler internet sitelerinde barındırılmaktadır.
WhatsApp Sözleşme Sorunu ve Kamu Kurumlarının Sosyal Medya Paylaşımları başlıklı bu yazımızda sizleri bilgilendirmeye çalıştık.
Sonuç olarak; internet üzerinden kurumların veri paylaşımı yaparken güvenlik önlemini almaları gerekmektedir. Kişisel verilerin korunması bireyin kendi sorumluluğunu da getirmektedir. Paylaşımlarınıza dikkat etmenizi dilerim. Keyifle kalın…
whatsapp veya diğer sosyal medya araçlarının varlıklarını sürdürebilmesi için reklam gelirleri oldukça önemli. işte bu yüzden de bu tür yazılımları kullanmamalısınız. çünkü asıl hizmet siz oluyorsunuz. sizin şahsi bilgilerinizi örneğin yaş, cinsiyet, ilgi alanları, eğitim durumu, adresiniz vb. bilgileri reklamverenlerin hizmetine pazarlamaktalar. Böylelikle firmaların potansiyel müşterileri oluyorsunuz.
Bu konuda devletin bir an önce önlem alıp, sosyal medya hizmeti veren bu firmaların kontrol altına alınması, gerekirse yasaklanması gerekiyor. Özellikle Twitter içerik olarak da belki de en boş sosyal medya uygulaması.
Ne oldu? Aha Whatsapp açıklama yaptı sözleşmeyi kabul etmeyenlerin hesaplarını silmeyeceğiz dedi. bu kadar insani ayaklandırmanın ne anlamı var. zaten güvenlik ile ilgili zaafiyetlerinin olduğunu herkes biliyor. siz siz olun bu tür bedava hizmet verdiğini söyleyen yerli- yabancı iletişim programlarına fazla güvenmeyin.