Sınıf Yönetimi Konusunda Siz Neredesiniz?

Merhaba Değerli okuyucularım.

Öğretmenlik mesleğinin en sancılı tarafı, Sınıf Yönetimi olarak kabul edilmektedir. Sınıfta disiplini ve sessizliği sağlama öğretmen merkezli eski eğitimde “Sınıf Yönetimi” olarak adlandırılıyordu. Bir sınıfta öğretmen dersi anlatıyor ve öğrenciler de sessizce dinliyorsa; öğretmen sınıf yönetiminde başarılı sayılırdı. Ortamda disiplini sağlamak için öğretmenler çoğu zaman cezaya bazen de dayak yöntemine başvuruyorlar, ebeveynler de buna onay veriyorlardı.

Günümüzdeki eğitim doktrininde Öğrenci merkezli sınıf yönetimi dendiğinde pozitif disiplin anlaşılmaktadır. Pozitif disiplinde amaç, yardımlaşmaya ve iş birliğine kapalı, saldırgan, iç denetimden yoksun, özgüven duygusu gelişmemiş, başarısızlığın suçunu başkalarına yükleyen, sorumluluktan kaçan, kurallara uymayan, ev ödevlerini yapmayan, yalan söyleyen, sınıfta ders dinlemeyen, okulu sevmeyen, hatalı anne baba tutumlarından dolayı çeşitli uyum ve davranış bozuklukları gösteren çocuklara eğitim ve öğretim yaparken bir yandan da rehberlik yapmaktır.

Sınıf yönetimi bilgi, sabır ve sağduyu ister. Pek çok ebeveyn ve öğretmen disiplin sorununu yalnız engelleyici, kontrol edilemeyen taşkın ve zarar veren davranışlardan ibaret sanmaktadır. Oysa aşırı çekingen, utangaç, yardımlaşmaya ve iş birliğine kapalı davranışlar da rehberlik yapılması gereken sorunlardır. Disiplin sorunu kabul edilen davranış yalnızca öğrencilerle ilgili bir sorun olmayıp anne baba, öğretmen gibi yetişkinlerin de sıkça yaptığı yanlışlar yüzünden ortaya çıkan bir sorundur.

Pedagoji bilen tecrübeli bir öğretmen yeni girdiği sınıfta, çocukları gözlemleyerek, bir hafta içinde aileleri hakkında bilgi sahibi olabilir. Ancak tecrübeye dayalı bu bilgi ile yetinmemeli, başta problemli öğrenciler olmak üzere her öğrencinin ailesi ile görüşerek onları yakından tanımalıdır.

Tecrübeli ve sınıf yönetiminde başarılı öğretmenler de ara sıra sınıf içinde uygunsuz davranışlarla karşı karşıya gelebilir. Uygunsuz davranışlar, kabul edilebilir sosyal davranış normlarına uymayan hareketlerdir. Bunlar, sınıfta bulunan diğer öğrenciler üzerinde fiziksel ya da psikolojik zararlara yol açar. Bazı durumlarda bu davranışlar öğretim programının uygulanmasını kesintiye uğratan grupça uygunsuz davranışlara da dönüşebilir.

İster yalnızca bir öğrencinin dersi dinlememe, etkinliklere katılmama, başka bir şeyle uğraşma gibi bireysel uygunsuz davranışı olsun, ister bir grup öğrencinin grupça yaptığı uygunsuz davranış olsun, bunlar dersin hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyen istenmeyen davranışlardır. Bu tür davranışları gösterenler, daha çok düşük okul başarısı olan, psikolojik bazı sorunlar yaşayan, genellikle alt sosyoekonomik düzey ve düzensiz bir aile disiplininden gelen çocuklardır.

Sınıf Yönetiminde AİDİYET Başlıklı yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

SINIF YÖNETİMİ KONUSUNDA BAŞARILI ÖĞRETMENİN ÖZELLİKLERİ

Burada başarılı kelimesi sınıf yönetiminde başarılı anlamında kullanılmıştır. Sınıf yönetiminde başarı için aşağıda belirtilen özelliklerin hepsini gerçekleştirme şartı yoktur. Her öğrencinin özellikleri farklı olduğu gibi her öğretmenin de özellikleri farklıdır. Bu yüzden aşağıda belirtilen özelliklerin hepsine ben neden sahip değilim demek te öğretmenin kendisine yapacağı büyük bir haksızlık olur.

 

  •  Sınıf kurallarının nedenlerini açıklar: Öğrenciler, nasıl davranmaları gerektiğini bilmekten öte niçin böyle davranmaları gerektiğini bilmek isterler.
  •  Olabildiğince az kural koyar ve kuralın amacını açıklar: Kuralların çok ve anlaşılmaz olması karışıklık yaratır. Fazla sayıda kural, bazılarının göz ardı edilmesine neden olur.
  •  Öğrencinin kişiliği üzerine değil, kabul edilmeyen davranışı üzerinde durur: Öğrenci istenmeyen bir davranış gösterdiğinde, öğretmen davranışın değil de öğrencinin kişiliği üzerine odaklanırsa “öğretmen beni sevmiyor, öğretmen bana taktı” duygusu uyandırır.
  • İstenmeyen davranışın olumsuz sonuçlarını açıklar: Öğrencilere istenmeyen davranışlar sonucunda oluşacak bireysel zararlar, düzensizlikler ve başarısızlıklar abartılmadan, tehdit içermeden, kısa ve açık bir dille anlatılmalıdır.
  • Öğrencilerine karşı arkadaşça tutumlar geliştirir: Eğer öğretmenle öğrenciler arasında güvene dayanan bir ilişki varsa, sınıf yönetimi kolaylaşır. Öğrenciler sevdikleri öğretmenle işbirliği yaparlar. Öğretmenini seven bir öğrenci onun dersini de severek çalışır.
  • Öğrencilerini yöneticilere, anne ve babalara şikâyet etmez: Sınıfta düzeni sağlamak öncelikle öğretmenin sorumluluğudur. Öğretmen bazen sınıf düzenini bozan öğrencileri yöneticilere ve anne babalara şikâyet etme eğilimindedir. Bu durum, öğretmenin yetersizliğinin bir sonucudur. Zaten öğrenciler, yöneticiler ve anne babalar bu tip öğretmenlere karşı olumlu duygular taşımazlar.
  • Belli öğrencilere özel ilgi göstermekten sakınır: Başarılı öğrenci kadar başarısız öğrencinin de öğretmen üzerinde hakkı vardır. Bazı öğretmenler çabuk anlayan, saygılı ve çalışkan öğrencilere sınıf içinde fazla ilgi göstererek onları şımartma eğilimindedir. Öğretmenin bu tutumu yavaş anlayan, okul başarısı düşük öğrencilerin adalet duygularını zedeler.
  • Kesintiye yol açan öğretim tekniklerini değiştirir: Sınıf yönetiminde öğretim tekniğinin payı büyüktür. Yanlış öğretim teknikleri öğrencilerin sıkılmasına ve istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına yol açabilir. Öğrencilerin derse ilgi göstermediğini gören bir öğretmen, öğrencileri suçlama yerine, öğrencilerin görüşünü alarak tekniğini değiştirmelidir.
  • Sınıf kuralları oluştururken öğrencinin katılımını sağlar: Okul yönetimi ve öğretmen tarafından dikte edilen kurallar öğrencilerin karşı koymasına yol açar. Öğrenci, belirlenmesinde katkıda bulunduğu kuralları benimser, onlara uymaya özen gösterir.
  • İlgi çekmeye yönelik küçük yaramazlıkları göz ardı eder: Söz almadan konuşma, arkadaşlarının sözünü kesme gibi küçük uygunsuz davranışlar genellikle ilgi çekmek için yapılır. Öğrencinin bu tür davranışlarına ilgi gösterilmediği zaman azalır.
  • Disiplini sağlamak için bağırıp çağırmaz: Öğretmen sınıfta disiplin sağlamak için “Kes Sesini!”, “Konuşma!”, “Otur Yerine!”, “Dön Önüne!” “Yeter artık!” gibi zaman kaybettiren ve saygınlığına gölge düşüren hitaplar kullanmamalıdır.
  • Öğrencileri not ve ceza ile tehdit etmez: Tehdit ve gözdağı öğrencilerde inatlaşma, düşmanlık ve direnme duygularını harekete geçirir. Öğretmen tehdit ettiğinde öğrenciler öğretmenin ortamı kontrol edemediğini anlar.
  • Öğrencilerle asla alay etmez: Bir öğretmenin öğrencilerle alay etmesi, öğrenciler tarafından kişisel statülerine saldırı olarak görülür, düşmanlığa ve asiliğe yol açar. Öğretmeni adil olmayan biri olarak görürler ve uygunsuz davranışların sorumluluğunu üstlenmek istenmezler.
  • Olumsuz eleştiriden kaçınır: Olumsuz eleştiriler öğrencilerin kendilerini kötü hissetmelerine ve motivasyonlarının kırılmasına yol açar.
  •  Vücut dilini iyi kullanır: Öğretmen ders anlatırken öğrencilerin gürültü çıkarması ve birbirleriyle konuşması sık rastlanan bir durumdur. Bazen öğrenciler öğretmeni kızdırmak için gürültü yapar veya konu dışı şeyler sorarak dersi sabote ederler. Öğretmenin kızması, bağırıp çağırması bir işe yaramaz. Çünkü amaçları öğretmeni kızdırmaktır. Bu durumda en etkili yol susmaktır. Öğretmenin susması beklemedikleri bir tepki olduğu için öğrenciler de susacaktır.
  • Öğrencileri etiketlemez: Öğretmenler bazen “aptal”, “tembel”, “yaramaz”, “geveze” gibi terimlerle öğrencileri etiketleme yoluna giderler. Bu adlandırmaları kullanan öğretmenler, öğrencinin benlik kavramını olumsuz etkilemektedir.
  • Ciddi ve uygunsuz bir davranışı, bire bir görüşme yoluyla düzeltmeye çalışır: Öğrenciyi küçük düşürecek ciddi bir olumsuz davranışı diğer öğrencilerin önünde dile getirme durumunda, öğrenci savunmaya geçebilir. Öğretmen öğrenci ile özel olarak bire bir konuşursa öğrenci davranışlarını değerlendirmede daha objektif olur, öğretmenin önerilerine olumlu yanıtlar verir.
  • Öğrenciyi cezalandırmaktan kaçınır: Öğrenciler ceza veren veya disiplin kuruluna gönderen öğretmene düşmanlık besler, bu da öğretmen-öğrenci ilişkilerini zedeler, öğretmenin sınıf yönetimini güçleştirir.
  • Öğrencilerin duygularını ve tepkilerini dile getirmesine izin verir: Öğrenci kimi zaman haksızlığa uğradığını veya ihmal edildiğini düşünerek tepkide bulunabilir. “Öğretmenim, bu yaptığınız haksızlık!” diye bağırabilir. Öğrencilerin olumlu tepkileri kadar olumsuz tepkilerini de dile getirmelerine izin vermelisiniz. Öğrenci haklı ise özür dilemek, gönlünü almak sizi küçültmez, aksine adil davrandığınız için öğrencinin gözünde büyürsünüz.
  • Normal yollardan sorunu çözemiyorsa uzman personelden yardım ister: Öğretmen, sınıfta sürekli olarak dersi kesintiye uğratan öğrencilere, sınıf yönetimi ilkelerini uyguladıkları halde sorunla baş edemiyorlarsa, okul rehber öğretmeninden ya da bir psikologdan yardım alabilir.
  • Disiplin sorunu yaratan öğrencilere karşı bile olumlu tavır geliştirir: En yaramaz öğrenciler bile kendilerine değer veren öğretmenlerin sözlerini dinler ve onlara saygı duyarlar.
  • Sınıf yönetimi konusunda mantıklı ve iyimser bir yaklaşım geliştirir: Etkili öğretmenler, sınıf yönetiminde ara sıra sorunlar yaşasalar bile, örnek kişilikleri ve iyimser yaklaşımları sayesinde uzun dönemde öğrencilerine olumlu davranışlar kazandırırlar.
  • Uygun davranışa ilgi gösterir ve sınıfta iyi niyet oluşturur: Davranışı kontrol etmenin en iyi yolu, öğrencinin olumsuz davranışlarına değil olumlu davranışlarına ilgi göstermektir.
  • Ana babalarla, yöneticilerle, rehber öğretmenlerle işbirliği yapar: Gerekiyorsa sınıf düzenini sürekli bozan öğrenciler için ana babalarla, yöneticilerle, rehber öğretmenlerle işbirliği yaparak bu çocuklar için alternatif etkinlikler planlar.

 

Sınıf Yönetiminde Sorunlarla Karşılaşan öğretmenler aşırı disiplin yanlısı, örgütleme gücü yeterince gelişmemiş, olumlu davranışlar sergileyemeyen, olumsuz eleştirmekten hoşlanan kişilerdir.  Branşlarında bilgili olsalar dahi zevkli bir ders işleyemezler. Sınıf içinde sağlanan düzenle öğrencilerin öğrenmeleri yakından ilişkilidir. Sınıfta düzen ancak kurallar koyarak, yanlış davranışa tepki vererek, olumlu davranışı destekleyerek, öğrencilerin benlik duygularını koruyarak sağlanabilir. Bütün bunları yaparken öğrencilerin görüşü alınmalı, katkıda bulunmaları sağlanmalıdır.

“Sınıf Yönetimi Konusunda Siz Neredesiniz?” üzerine 2 yorum

  1. lisede Ahmet isminde bir matematik öğretmenimiz vardı. Ben ne zaman tahtaya kalksam ve soruyu çözemesem benim başımı okşar ve kalbimi kırmadan bir daha ki sefere derdi. Bana matematik dersini sevdiren odur. Her na kadar sayısal derslerde başarısız da olsam onun sayesinde hep özgüveni tam ve korkusuz bir öğrenci oldum. kendimi ifade etmekten hakkımı aramaktan çekinmedim. Teşekkürler Ahmet öğretmenim

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.