Geçtiğimiz yılın son günlerinde neredeyse tüm yurdu etkisi altına alan yoğun kar yağışı gösterdi ki aslında Anadolu’nun pek çok yerinde gün yüzüne çıkmamış heykel sanatı aşığı insanımız var. İnsanlar kardan yaptıkları yaratıcı heykelleri paylaştıkça bir anda İnternet ortamı sanal bir kardan heykel müzesine dönüşüverdi. Hatta bu yetenekler yaptıkları heykelleri hayatın içine o kadar güzel yerleştirdi ki artık heykeller heykel olmaktan çıkıp hayatın içinden bir figür gibi kah bir köşe başında kah bir parkta bankta karşımıza çıkıverdi. Meğer millet olarak susamışız güzel sanatlara da kar yetişiverdi imdadımıza.
Ülkemizde heykel sanatı güzel sanatların neredeyse keşfedilmemiş hazinesi. Türk tarihi pek çok önemli heykeli geçmişinde barındırırken bizler sanata gereken önemi göstermekte çok gerideyiz. Avrupa ülkeleri ile ülkemizin sanata verdikleri değeri kıyaslamak için bir istatistik paylaşmak gerekirse aşağıdaki tablo da sanat galerilerinin 2013 yılındaki yaklaşık ziyaretçi sayıları verilmiştir.
Ülke Ziyaretçi Sayısı (milyon kişi)
İngiltere 30
Fransa 21
İspanya 10
İtalya 12
Türkiye 0,6
Göstergeler ülkemizde sanata verilen değerin Avrupa ülkelerinin ne kadar gerisinde kaldığını göstermektedir. Kaldı ki Avrupa’da Rodin’in “Düşünen Adam” heykeli, her sabah üniversite bahçesinde üniversite öğrencilerini selamlarken bizim ülkemizde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi paydaşlarını selamlıyor. Göz önüne getirildiğinde biri üniversite bahçesinde düşünen adam diğeri akıl hastanesinde; trajikomik değil mi? Sanatın hayatın içine yerleştirilmiş iki örneği ama varacağı nokta düşünüldüğünde birbirine en uzak iki sonuç.
Resim, heykel, müzik gibi güzel sanatların çeşitli alanlarında yetenekli öğrencilerimizi, ilgili oldukları alanda en yukarılara çıkararak dünya çapında bir sanatçı yapmak eğitim ile mümkün müdür? Bugün 3 özel üniversite olmak üzere toplam 18 üniversitenin güzel sanatlar fakültelerinde heykel bölümü eğitim vermektedir. Ancak gelin görün ki kaç tanemiz son 50 yılda yetişmiş heykeltıraşlarımızdan 3’ünün ismini sayabilir. Sonuç ne kadar hazin değil mi?
Yetenek her ne kadar doğuştan gelen meleke olsa bile eğitim ile yön verilmesi gereken bir olgudur. Heykeltıraş her ne kadar maddeye şekil veren kişi gibi görünse de aslında perdenin arkasında üst düzeyde tasarım ve çizim yeteneğine sahip, şekiller arasındaki ilişkileri cisimlerin uzaydaki durumlarını görebilen, ellerini ve parmaklarını ustalıkla kullanabilen yaratıcı bir birey olmak zorunda. Yüksek düzeyde bir sanat eserini kusursuza yakın icra edebilmek için beynin yoğun olarak ve çok güçlü şekilde çalışması gerekir. Ayrıca bu çalışma yaptığınız eserin türüne göre belki yıllar sürecek bir sürece yayılabilir.
Ülkemiz eğitim sistemi sanat eğitimi üzerine çok ileride, çok sözü geçen bir eğitim sistemi olmamakla birlikte, bireylerin yeteneklerini de çok göz önünde tuttuğu söylenemez. Kaldı ki herhangi bir bireyin talebi olsa bile, bırakalım sistemi eğitim kurumlarımızın fiziki şartları da bu tarz bir eğitim vermeye çok uygun dizayn edilmemiştir. Bireyleri sadece kültür ve meslek derslerine yönlendiren bir sistemin sanat eğitimi ile doğrudan adaptasyonu neredeyse imkansızdır. Bu sorunlar yumağı da bireylerin yeteneklerinin körelmesine, isteklerinin azalmasına neden olmaktadır. Ve tabi ülkemizin ekonomik şartları da göz önüne alındığında bir heykeltıraşın yıllık kazancı ile hayatını devam ettirebilmesi ve sanatını icra etmesi neredeyse imkansız bir hal almakta. Hal böyle olunca da sanat alanında “alaylı” olarak tabir edilen sanatçıların yetişmesi neredeyse imkansız hale geliyor. Peki mektepli nasıl yetiştirilecek?
Kısacası devletin önemli sosyal görevlerinden birisi de sanatı ve sanatçıyı geliştirmek, korumak. Bu görevi yerine getirmede en önemli dinamiklerden birisi de Milli Eğitim Bakanlığıdır. Bakanlığın teknolojik gelişmelere ve yeniliklere gösterdiği hassasiyeti mutlak suretle güzel sanatlara da göstermesi gerekmektedir. Bireylerin –öncelikle 10-12 yaş grubu- yeteneklerini geliştirebileceği okullar, merkezler vs. mutlaka açılıp canlandırılmalıdır ki yetenekler körelmeden yön verilebilsin.