Ülkemizin gündeminde son günlerde seçim, terör, Şehit Haberleri (Bütün Şehitlerimizin Ruhları Şad olsun), Döviz kurları, seçim sonrası ekonomisi gibi konular var. Bu konular hayatın ta kendisi ve hepimizi yakından ilgilendiriyor. Durum böyleyken de basın ve yayın kuruluşları da alternatif haberlere daha az yer veriyor.
Benim bu yazımda konu olarak seçtiğim haber Apple Firmasının Nvidia firmasının yapay zeka ile ilgili çalışmalarını yürüten bir mühendisini transfer çalışmaları ile ilgili. Haberi okumadıysanız eğer kısacxa bahsedeyim. Apple firması elektrikli otomobiller geliştirmek üzere çalışmalarını büyük bir hızla yürütüyor. Bu bağlamda elektrik motorları, mekanik ve yazılım yetenekleri üst seviyelerde olan mühendisleri de bünyesine katıyor. En son olarak ta NVidia firmasında derin öğrenme alanında uzman Jonathan Cohen isimli mühendisi bünyesine katmaya çalışması.
Bu haber aslında farklı kaynaklarda farklı şekillerde yorumlanarak verilmiş. Ama beni ilgilendiren kısmı ise bu mühendisi yaptığı iş. Bu mühendis derin öğrenme alanında uzman. Derin öğrenme nedir? Yazımların nesnelerin renklerini, şekillerini, tepkilerini, duyguları, mimikleri öğrenmesidir. Bir nevi düşünen ve algılayabilen yazılımların ve buna bağlı donanımların ortaya çıkmasıdır.
Buna en güzel örnek Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda herhangi bir topluluk resmi paylaştığınızda, o resimdeki yüzlerin etiketlenmek üzere seçili hale gelmesi; Bir diğer örnek ise cep telefonu kameralarının gülen yüzleri takip edebilmesidir. Her iki örnekte de yazılım yüzleri tanımakta ve hatta gülen yüzleri seçebilmektedir. Derin öğrenmeyi en iyi kullanan firmalardan birisi de NVidia firmasıydı. Geliştirmiş olduğu grafik kart yazılımları ve sürücüleri ile oyuncunun davranışlarını sezebilmek, oyun esnasında desenleri ve renkleri ortama, havaya, neme, ışık kaynağına göre oluşturmakta bu firmanın üzerine yok. Jonathan Cohen ‘in görevi ise Derin öğrenmeyi yapay zeka programlamada kullanarak otonom elektrikli otomobillere uyarlamak.
Önümüzdeki yıllarda kendi kendine hareket eden ve kendisine çizilen rotayı hatasız olarak tamamlayabilen otomobillerin piyasada satıldığını göreceğiz. Bununla birlikte sürücüsünün sağlık durumunu takip eden, uyku durumunu gözlemleyen ve uyaran sistemlerle, kendi kendine park etme özelliği taşıyan araçlar hali hazırda satılmakta. Teknolojinin bu kadar hayatımızın içine girmesi, sürekli izlenmek başta Amerika’da olmak üzere Dünya üzerinde tepkiler de çekmiyor değil. Çünkü bazı görüşler ve inançlar teknolojiyi mahreme( özel hayata ) müdahale olarak kabul ediyor.
Aslında evde ben gelmeden evi temizleyen ve düzenli olarka sağlık durumumu takip eden, alışverişlerimi yapan, dinlenme saatlerimde fotokopi, evrak takibi, basit yazışmalar, finans danışmanlığı vb. angarya işlerimi yapan bir robota hayır demem. İnsanın bazı konulardaki hata faktörünü devre dışı bırakması yönünden oldukça iyi olur. Bununla beraber kendime ayıracak vaktim de olur. Yoğun trafikte daha güvenli yol alabilmek için kendi kendine gidebilen bir aracımın olmasını isterdim. Böylelikle trafik cezalarına ve ufak çaplı kazalarına elveda diyebilirdim diye düşünüyorum.
Önümüzdeki 20 yılda Will Smith’in I Robot (Ben robot) isimli filmini yaşayamayacağımız ne malum?
Herkese sağlıklı ve mutluluk dolu bir hayat dilerim.