Merhaba. 15 yıllık öğretmenlik mesleğim süresince 1 yıl hariç hep meslek liselerinde çalıştım. Meslek lisesi öğrencileri genelde Anadolu, Fen ve diğer okul öğrencileri karşısında öğrenme güçlüğü olan, sıkıntılı, disiplinsiz anlayacağınız her türlü olumsuz öğrenci davranışlarını sergileyen bir topluluk olarak görülür. Bu konuda istatistikler de bunu söylüyor.
Bununla birlikte meslek liselerindeki bu durum bütün öğrencilerin geneline yakıştırılamaz. Çünkü içlerinde gerçekten tercih hatası olsun, hastalık olsun çeşitli vesilelerle meslek lisesine kayıt yaptırmış olanlar da mevcut.
Dikkat çekmek istediğim asıl konu meslek lisesi öğrencilerinde görülen bu durumların asıl sebebinin ne olduğu. Milli Eğitim Bakanlığının yönetmelik değişiklikleri ile ortaöğretim kurumları Anadolu Lisesi, Fen lisesi, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak belirli sınıflara indirgenmiş durumda. Bu durumda yüksek ortaokul ortalaması ve TEOG sınav puanı ile önce Fen Lisesine, Fen lisesini kazanamayanlar Anadolu Lisesine, orayı da kazanamayanlar popülaritesi yüksek olan alanların bulunduğu okullardan başlamak kaydıyla meslek liselerine gidecekler.
Peki, meslek Lisesi öğrencisinin derdi, sıkıntısı nedir?
Meslek liselerinde okuyan öğrencilerin büyük bir kısmının maddi sorunları var. Bu maddi sorunlar yüzünden iyi bir ilkokula, ortaokula gidemiyorlar veya ortaokulda eksik derslerini desteklemek için etüt merkezlerine gidemiyorlar. Bununla birlikte maddi imkânsızlıklar yaşayan aileler çocuklarının beslenmelerini de ihmal ediyorlar. Beslenme de çocuk gelişiminde özellikle zekâ gelişiminde çok önemli.
Ayrıca meslek liselerine gelen öğrenciler çoğunlukla taşradan geliyorlar yani taşımalılar ki yol yorgunluğu öğrencilerin motivasyonlarında oldukça büyük bir olumsuz etken. Ayrıca öğrencilerin taşrada eğitim ce öğretimi destekleyici ortamlara ulaşmalarında da sıkıntılar olabiliyor. Kütüphanesi olmayan köy sayısı oldukça fazla. Ayrıca Internet hizmetlerinin gitmediği köyler halen var.
Pansiyonlu okulların az olması ve olanlarda da kontenjan sıkıntısının olması da ayrı bir dert. Öğrenci pansiyonları taşradan gelen öğrenciler için oldukça büyük bir nimet. Pansiyonlu okullarda pansiyona yerleşmek için de öğrencinin oldukça başarılı olması gerekiyor.
Meslek Lisesi öğrencisi eninde sonunda okula geldiğinde okulda sorunlar bitmiyor. Öğrencilerin akademik başarılar oldukça düşük. Bunun sebeplerine yukarda değinmiştik. Öğrencilerin akademik başarılarını artırabilmeleri için en temelinde kitap okumak geliyor.
Kitap okumanın Faydası nedir?
Kitap okumak bireyin kelime dağarcığını geliştirir. Okuduğu kitapların çeşitliliği de öğrendiği kelimelerin kullanımını pekiştirir. Kitap okuyan bireylerin hafızası da kuvvetlidir. Çünkü bilgileri sürekli tazedir. Okuma eylemi aslında bir öğrenme yöntemidir. Pasif öğrenme olarak da adlandırılan basit okuma yönteminde öğrenilmek istenen bilgiler roman okur gibi okunur. Yani kitap okuyan birey öğrenme sürecini devam ettirmektedir.
Meslek lisesi öğrencisi ayı zamanda matematik ve fizik derslerini de anlamıyor. Çünkü Türkçe dersi zayıf. Yani okumuyor. Okusa Türkçe bilgisi iyi olacak. O zaman Matematik ve Fizik derslerini de rahatlıkla anlayacak. En azından kendisinden beklenen o ortalamayı yakalayacak.
Meslek dersleri 10. sınıftan itibaren başlıyor. Öğrencilerin meslek derslerinde başarılı olmalarının sebebi genelde uygulama üzerine olması. Uygulama dersi dışında sayısal veya sözel yeteneğe dayanan meslek derslerinde ise öğrenciler zorlanıyor. Örneğin bir bilişim öğrencisine hadi şu bilgisayar parçalarının kasaya montajını gerçekleştir dediğinizde bunu çok güzel bir şekilde başardığını görebilirsiniz. Bu eylemi sınavda kâğıda dökmesini istediğinizde ise zorlandığını hatta kâğıdı boş verdiğini bile görebilirsiniz.
Bununla birlikte kitap okuyan öğrencilerin hak ve sorumluluklarını yerine getirmede daha sağlıklı olduklarını görebilirsiniz. Bu tür öğrenciler zaten bilgi seviyesi olarak ta öğretmenleri zorlayacak seviyede oluyorlar.
Uzun lafın kısası Çok okuyun ki konuşabilesiniz. Kelimeler işte o zaman ağzınızdan anlaşılır ve etkileyici bir şekilde dökülürler. İşte o zaman sizin de yazdığınız makaleler veya kompozisyonlar ödül alabilir. Veya yazdığınız dilekçeler ciddiye alınır. Öğretmenler sizi dinler.
Sağlıklı ve bol kitaplı günler dileklerimle.
Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için, hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar. Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır.
Boş zamanlarını, çoğu zaman hiçbir yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında ve telefonun başında geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda aynı zamanda toplum içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar. Tüm bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için okumaları gerektiğinin çok önemli bir göstergesidir. Okuyarak kendini geliştiren kişiler ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da hâkim olacak ve toplum içinde eğitim seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır