Merhaba değerli okuyucularım. Ataerkil (Erkek Egemen) toplumlarda Kız Çocukları Neden Okumalı konusunda düşüncelerimi bu yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum.
Uzun yıllardır eğitim sektöründe çalışan birisi olarak toplumumuzun kültürel, ekonomik ve teknolojik olarak kalkınmasında en önemli görevin kadınlara düştüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Elbette erkeklerin de görevleri var ama kadınların etkisi oldukça stratejik.
Bir bireyin ilk eğitimi aldığı yer ana kucağıdır. Annesinin ellerinde yoğrulan birey daha sonra baba, diğer aile elemanları, çevre ve okul faktörlerinden etkilenmekte.
Toplumumuzda her ne kadar kadınları hayatın her anında ve her yerinde etkin olarak görsek te yine de fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalanlar da yine kadınlar. Bu konuda yapılması gereken en önemli faaliyet kadınların nitelikli olarak eğitilmesidir.
Öğrencilerime özellikle de kız öğrencilerime her zaman kızların eğitimlerini en iyi şekilde tamamlamaları gerektiğini söylerim elbette sebepleri ile birlikte.
Peki, O Zaman Kız Çocukları Neden Okumalı?
- Çünkü okuyarak meslek sahibi olan bir kadın başta eşi ve ailesine muhtaç olmadan ihtiyaçlarını giderebilir. Böylelikle en kötü durumlarda bile kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettirebilir.
- Evlilik hayatında eşinin bilerek veya bilmeyerek kendisine uygulayabileceği ekonomik şiddete karşı hazırlıklı olur. Mesleği ve hele bir de geliri varsa bu konuda kendisini ve çocuklarını daha iyi koruyabilir.
- Eğitimini tamamlayan kadınların hayata bakış açısı daha geniş ve sağlıklıdır. Farklı insanlarla farklı süreçleri yaşamış ve tecrübe edinmiştir. Daha fazla bilgi ile muhatap olmuş ve genel kültürünü geliştirmiştir.
- Okumuş kadınların çocuklarına davranışları, eğitim ile ilgili farkındalıkları daha farklıdır. Çocuklarına en iyi eğitimi verebilmek adına daha bilinçlidir.
- Okumuş kadınlar teknolojiyi hayatlarında daha kolay uygulanabilir hale getirebilirler.
- Mesleki eğitim almış ve iş hayatına atılmış kadınların yaşamış oldukları tecrübelerin kendilerinden sonraki nesillere aktarılması oldukça değerli bir bilgi aktarım sürecidir.
Elbette her okuyan kadın için de yukarıda yazdığımız durumlar geçerli olmayabilir. Bununla birlikte bilinçli, sağlıklı ve özgüvenli bir gelecek nesil için kadınların okuması ve ekonomik, sosyolojik ve psikolojik olarak sağlıklı olması gerekir.
“Haydi Kızlar Okula” Projesi ile ülkemizin doğusunda okula gidemeyen kızlarımızın okullulaşması hedeflenirken, devletimizin bu konuda daha da büyük projeleri ve teşvikleri olduğundan eminim. Bununla birlikte devletimizin temelini oluşturan vatandaşlarımızın bu konuda daha duyarlı olması, daha sağlıklı ve mutlu bir gelecek için çok önemli.
Keyifle ve sağlıcakla kalın.
Bence sadece kız çocukları değil tüm çocuklar okutulmalı!
Zaten kız çocukları okursa onların da çocukları okuyor. Okuyan neslin çocukları daha bilinçli oluyor.
Uzun yıllardır faaliyet gösteren ve başarılı bir kampanya. Kararlı ve istikrarlı yaklaşımlarından dolayı Unicef’İ tebrik etmek ve desteklemek gerekiyor.
Kız çocuklarımızı okutmayan zihniyetten hiç bir şey beklemiyorum. Bu içerik keşke bu kafada düşünen insanlara okutulsa da biraz bir şey öğrenseler.
yanlız kız cocukları değil bence tüm cocuklar okumalıdır. okuma konusunda herkes cevresine ornek olmalı ve tesvikte bulunmalı
Kız çocukları okumalı, onlar anadırlar, yardırlar, zamanı gelir evin direği olurlar, kimseye muhtaç olmamak için, yaptıkları ve yapacakları her işte bilgili ve kendine güvenli olmaları için okumaları gerekir, okuyan insandan zarar gelmez, ne gelirse bilgisizlikten cehaletten gelir teşekkürler admin.
Kendi ayaklarının üstünde durup kimseye muhtaç olmamayı bilmeliler
kız çocuklarının okuması önemli. devlet kız çocuklarının okumasını teminat altına almalı. ayrıca küçük yaşta evlilik ile ilgili yaptırımların daha da ağırlaştırılması çok önemli.
Toplum insanlar üzerinde birçok konuda baskı uygulayabiliyor. Bunlardan bir tanesi de kadınlara olan baskı. Bu baskı kadınları içten içe üzüyor, yıpratıyor ve korkutuyor. Kadınlar sokağa çıkarken bile defalarca düşünmek zorunda kalıyor nedeni ise toplumun onlar üzerindeki bakışları, davranışları kendi tarzında bir şey giymek istese en kolayından bir şort bunun toplum üzerindeki bakışı normal olacağına sanki çok kötü bir suçmuş gibi gözüküyor sokakta böyle giyinen bir kadına sanki insan dışı bir şeymiş gibi yargılayarak bakılıyor. Önceleri de kadına önem verilmemiştir hep geride kalan hep ucuz bir şey, eşya gibi davranılmıştır. Kadınlar dışarda bir yerde otururken gülse, kahkaha atsa bu bile yanlış anlaşılabiliyor. Böyle ki bu bazı eski kafalılar tarafından bu güne kadar doğru bir şeymiş gibi getirilmiştir. Bazı kadınlarda bu düşünce yapısını doğru buluyorlar ama bana göre bu aksine kadınların kısıtlanması, özgürce yaşanmalarına engel bir şey. Türkiye’de bu tam anlamıyla yaşanıyor nedense dünya’ ya kız cinsiyetiyle gelmiş bir insan değersiz olarak görülüyor. Toplum baskı uygulamaya o kadar çok alışmış ki özelliklede kendinden güçsüz gördükleri kişilere karşı daha çoktur bu olay. İnsanlar kadınları kendi aralarında gruplara ayırıyorlar bu çok kötü bir durum insanın kendini sevmemesini sağlıyor. Mesela bir kadın yanında eşi olmadan da sokağa çıkabilir saatin ne olduğunun önemi yok. İsterse saat gece isterse de sabah dışarıda özgürce gezebilir.
Eğer Türkiye gibi bir ülkede kadınsanız işiniz gerçekten çok zor. Ailenizin bile size ayrı baskıları var. Çoğu insan kadınlara kendi eşyaları veya kölesi gibi davranabiliyor. Özelliklede Türkiye’nin doğu Anadolu bölgesinde bu durum kat kat daha kötü. Örnek olarak kızların okutulmaması 14-15 yaşlarına gelince kendisinden yaşça büyük babasının, amcasının yaşlarında olan kişilerle evlendirilmesinin uygun görülmesi cidden kızlar için çok kötü bir durum. En korkunç olanı ise annelerinin de bu olaya hiçbir şekilde karışmaması, müdahale etmemesi bu gerçekten tahammülü olmayan bir olay. Toplum içinde %70’lik kadınlarda bu baskılara karşı sessiz olması, kabullenmesidir. Evlenirken kadınları bir mal olarak görüp belirli bir fiyatla kıyaslamaları onları o fiyata bir mal gibi satmaları. Ciddi anlamda Türkiye’ de çoğu kadın eşleri tarafından şiddete, tehditlere ve köle gibi davranılması buna maruz kalmaları işin ilginç tarafı ise kadınlar buna karşı sessiz kalmaları. Bir kadın saçını ilginç bir renge boyatınca bile tepki görebiliyor kimse kimsenin hayatına bu kadar karışamaz ama eğer Türkiye’ de yaşıyorsanız bu mümkün annelerimiz bile erkeklere karşı kendini harcıyor. Ezildiklerinin farkında değiller bunu bir de marifetmiş gibi övünerek anlatanlarımız var. Acıyorum bu duruma cidden düşünce yapıları o kadar eski o kadar ucuz ki kendilerinin değerli en önemlisi de NORMAL bir insan olarak görmemeleri. Toplumun kafasına sabit bir şey yerleştirilmiş kadınlar erkeklere muhtaç yaşamak zorundalar bu herkesin düşünce yapısı olmuş. Kimse farklı düşünmüyor kadınlar hakkında en ufak değişik bir fikir toplum tarafından dışlanılıyor ve ön yargılı davranılıyor. Herkes kendi hayatını özgürce yaşayabilir.
Kimse bu hayatta birilerinin kölesi olmak zorunda değil. Kadınlar erkeklere hizmet etmek onlara bağlı yaşamak zorunda değildir. Kadınlarda hayatları boyunca tek başlarına geçimini sağlayabilir. Yoldan geçerken gülebilir kimse bunu yanlış anlaması gerekmez veyahut şort, etek, kısa kollu bir tişört giyebilir. Herkesin kendi hayatı kendi kararları ve kendi sorumlulukları var. Kadınlarda özgürce yaşayabilir. İsterse saçını boyatır isterse kısa giyebilir isterse de kendini bakımlı gösterebilir bunlara kimsenin yorum yapması veya karışması gerekmez herkes kendi hayatından sorumludur. Kadınları bu kadar ezmek, küçük düşürmek zorunda değiller. Her kadın özgürce fikrini söyleyebilir. Hepsi özgürce yaşar kimse karışamaz.
Kız çocukları okumalı ki kendi ayaklarının üzerinde durabilsin. Ülkemizin her vatandaşı okumalı, meslek sahibi olmalı. Diğer yandan yarın anne baba olacak kişiler eğitimli olmalı ki çocuklarını güzel yetiştirebilsin.