1200’lü yılların başında Horasan’dan yola çıkan aşiretin reisi Fırat Nehri’ni geçerken hayatını kaybetti. Bunun uğursuzluk olduğunu düşünen büyük oğulları Sungur Tekin ve Gündoğdu bu göçten vazgeçerek geri döndüler.
Reisin eşi Haymeana, iki çocuk, bir naaş ve yaklaşık 400 çadırlık bir kafileyle bir başına kalakaldı. Haymeana ölen kocasına mı? Biri 12 yaşındaki Ertuğrul diğeri daha da küçük Dündar’a mı? Ya da bırakıp giden iki oğluna mı yanacağını bilemeden kendini bu aşiretin (boy) başında buluverdi.
Haymeana, daha önceden de aşireti eşi ile birlikte idare ederdi bu sebeple gerek yönetim gerekse askeri alanda bilgi ve tecrübeye sahip bir kadındı. Kederi, yası bir kenara bırakarak bu 3500 km’lik yolculuğa -Anadolu yönünde- devam etti.
Yolları ve kaderleri Anadolu’ya düştüğünde Selçuklu hükümdarı Alâeddin Keykubat’ın Karacadağ eteklerinde gösterdiği bir bölgeye yerleştiler. Hayatlarına uzun zaman orada devam etiler. Hatta adından da anlaşılacağı üzere bu bölge daha sonra Haymana diye adlandırıldı.
Bu süre zarfında Haymeana gösterdiği üstün çabalar sayesinde aşiretinin gelişmesine, büyümesine imkân sağlamıştır. Bir yandan da oğlu Ertuğrul Gazi büyümüş, mert, cesur bir yiğiti olmuştur. Öyle ki Selçukluların yanında girdikleri savaşlarda gösterdikleri üstün başarılar sayesinde ‘Bey’ unvanını alarak Kayı Boyu’nun uçbeyliği olması sağlanmıştır.
Uç beyliği olarak yerleştikleri Domaniç-Söğüt yörelerinde, hayat hızla akıp giderken Haymeana artık yaşlanmaya ve yönetimden çekilip torunu Osman Gazi ile ilgilenmeye başlamıştır. Onunla her konuda ilgilenmiş ahlaki, askeri, ilmi bilgilerini, tecrübelerini ona aktarmaya başlamıştır.
Nihayetinde, koca bir tarih barındıran o yorgun ve yaşlı bedeni 1284 yılının bir Eylül ayında hakka yürümüştür. Haymeana hiç şüphe yok ki Türk tarihinin kurucuları arasında en önemli isimlerinden biridir. Türk kadınının gücü, kudreti ile aşamayacağı hiçbir engel, başaramayacağı hiçbir zafer olmadığının en büyük kanıtıdır.
Gurur vesilesi olan ecdadımızın kurucusuna şekil veren Haymeana ile göstermiş olduğu bu azim ve gayret nedeniyle ne kadar övünsek, gurur duysak azdır. Devlet Ana adıyla da anılan Haymeana; Türk kadınının, anasının istediğinde neler yapabileceğinin en güzel örneği olarak tarihe mal olmuştur.
Bugün türbe mezarı Kütahya ili Domaniç ilçesi sınırlarında bulunan Haymeana her yıl Eylül ayında törenlerle anılmaktadır.
Ve bilinmez ki, belki de birlikte çıktıkları bu yolda, o kara günde yanından ayrılmak zorunda olan kocasının yanında yatıyor olmayı ne kadar isterdi. Her seven gibi eşi ile yan yana sonsuz alemleri beklemek belki de en büyük arzusu idi. Kaldı ki şuan mezarı ve emanetleri siyasi polemik konusu olan, deyim yerinde ise yattığı yerde bile huzur bulamayan eşi yani Süleyman Şah’ın yeri sevdiği kadın,çocuklarının anası Haymeana’nın yanıdır..
Haymeana’nın oğlu Ertuğrul Gazi’ye nasihati
OĞUL,
Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgarlar önünde oradan oraya savrulduk. Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar, artık son durağımız, şon konağımız olsun.
Oğuz´un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri kara yerin derinliklerine, dalları gökyüzünün yüceliklerine uzansın.
Ak-boz atlara binip yağı üstüne yel gibi vardıkta Kadir Tanrı gözüpek yiğitlerimizi korusun.
Göğsü kaba yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile; kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız Kutlu Kayı Beyu´muza gürbüz evlatlar versinler.
Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün.
Kayı´nın ve diğer bütün bayların oğullarını Ertuğrul´umla bir tutarım. Onların hepsini soyumuz için Hakk´ın Kutsal birer emaneti bilirim.
OĞUL,
Boyundan – soyundan olsun olmasın insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin.
Ululuk isteyen töreden ayrılmasın.
Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur.
Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme. Bir de sabırlı ol oğul, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur.
OĞUL
Beylik dermekle, ağalık vermek iledir.
Sofranı ve keseni yoksullara açık tut…
HAYME ANA