Merhaba saygıdeğer okurlar. Bu yazımızda Eğitimin en önemli neferleri öğretmenler hakkında yazacağım. Eğitim, fiziki mekândan bağımsız öğretmen, öğrenci ve veli arasında iyi bir işbirliği varsa oldukça mükemmel bir şekilde işleyen, bunlardan herhangi birinde bir sıkıntı varsa sekteye uğrayan bir süreç.
Bu konuda bir çok akademisyenin bir çok yazısı mevcut. Bu yazıda günlük hayatta yani pratikte karşılaşılan sorunlardan bahsetmek istiyorum. Yazının başlığı dikkatinizi çekmiş olabilir. Matematiği en yi kim anlatır? Aslında s başlığı bu şekilde koymamın sebebi bir eğitimci olarak diğer eğitimci arkadaşlarımın da dikkatini çekebilmektir.
Bir eğitimci olarak işimi oldukça iyi yapmaya çalışan özellikle tekrar belirtiyorum iyi yapmaya çalışan biriyim. Kendimce prensiplere sahibim ve bu prensipleri derslerimde uygulamaya özen gösteriyorum. Mesela Alanım olan Bilişim Teknolojilerinin gereği olan uygulama sınıfında (yani atelye) tertip ve düzenin kendim ve öğrencilerim tarafından korunmasına, donanımların temiz ve düzenli kullanılmasına, bakımlarının zamanında yapılmasına dikkat ederim. Bunu yanında planlarımı ve diğer evraklarımı zamanında yapmaya ve idare ile koordinasyonumun kopmamasına çalışırım.
Ders işlenişi konusunda uygulamalı eğitimin oldukça yararlı olduğunu gözlemledim ve bunu prensip haline getirerek öğrencilerin bol uygulamalı ders işlemelerine yardımcı olurum. Bilgisayar uygulama sınıfının uygulama derslerinde sonuna kadar kullanılması taraftarıyım. Lakin bu beni ne kadar iyi yapar? Ben ne kadar verimliyim? Öğrencilerim benden ne kadar istifade etti? Dersin ne kadarlık kısmını sınıfın ne kadarlık kısmına anlatabildim? Öğrencilerimden bu soruların cevabını büyük bir oranda pozitif alabiliyorsam bu benim başarılı olduğumu gösterir. Tabii ki başarıyı ölçen sorular bu kadar ile sınırlı kalmamalı ve bu değerlendirme objektif kriterlerle bütün öğretmenlere uygulanmalı ki Eğitim ve öğretimin genelinde başarı elde edilebilsin.
Peki Matematik ile ne alakası var diyeceksiniz. Daha önce çalıştığım bir meslek lisesinde Okulun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ilk ve ortaokul seviyesindeki öğrencilere özel matematik dersi vererek oldukça iyi bir kariyer yapmıştı. Öğrencileri ve veliler o kadar memnunlardı ki birkaç sene üst üste ders aldıran veliler oldu. Bunun yanında yine çalıştığım bir meslek lisesindeki matemati öğretmeni de o kadar bilgili olmasına rağmen öğrencilerin seviyesine inemiyor ve hep sıkıntı yaşıyordu. Başarısı düşüyor, velilerden ve okul idaresinden gelen baskılar karşısında strese kapılıp işini daha da kötü yapıyordu.
Burada verilen örnekler uç sayılmasa da farklı örnekler ve günümüzde Eğitim sistemimizin hatalarından birisi. Biz öğretmenlerin bir çoğu mesleğe karşı yeteneğimiz olup olmadığı rehberliği bize yapılmadığı için yanlış mesleklerdeyiz. Belki de iyi bir pazarlamacı, yada müzisyen yada politikacı olabilecekken; geçim kaygısı yüzünden öğretmenlik mesleğini seçmek zorunda kalan bir çok arkadaşım mevcut.
Öğretmen dediğin biraz prezantabl (göze hitap eden) olmalı, fiziki olarak bir kusuru olmamalı, iyi bir hatip, biraz da hayalperest olmalı. Diksiyonu düzgün ve anlaşılır olmalı. Sabırlı olmalı. Bir çok testten geçirildikten sonra mesleği yapabilmeli. Evet bir çok öğretmen açığı var, atanmayı bekleyen öğretmenler var. Fakat öğretmen yüzünden hakkı yenen, mağdur olan, yetenekleri keşfedilemeyen, aptal damgası vurulan veya sokaklara düşen öğrenciler de var.
Biz öğretmenler devletin halka verdiği eğitim sektörünün çalışanlarıyız. Memnuniyet bizim başarımızdır. Gönülden bir teşekkür, iyi bir üniversite kazanmış öğrenciler, hayatını kurmuş , düzenini oturtmuş eski öğrenciler bizim madalyamızdır. Ekonomik şartlar bizi ne kadar zorlasa da az bir çaba ile bizden hizmet alan öğrencileri memnun edebiliriz.
Biz öğretmenler ne kadar iyi yaparsak işimizi, rüşvet, torpil, adam kayırma, haksızlık, cinayetler, zina vb. adi suçlar da toplumda azalacaktır. Daha bilinçli, daha bilgili nesil vatanı daha iyi yerlere getirecektir.
İyi Günler Dileklerimle…
